Thursday, September 5, 2013

Bir Bebeği, bir yetişkine davrandığımız gibi eleştirseydik ne olurdu ?


Toplumumuzda hataya karşı büyük bir müsamahasızlık var. Bu yüzden yeni birşey denemek çok riskli, çünkü hata yapma ihtimalimiz çok yüksek. Sizin eksik ve kusurlu olduğunuz söylenir, ayıplanırsınız. (Daha topa bile vurmayı beceremiyorsun sen !)

Düşünelim, yeni yürümeye başlayan bir bebeğe, bir yetişkine davrandığımız gibi eleştirsek ne olurdu ? Dünya emekleyen yetişkinlerle dolardı. Neden bebeğe karşı bu kadar hoşgörülüyüz ? Çünü o öğreniyor. Öğrenme odaklı bir süreç içerisinde...

Bizler büyüdükçe performans odaklı bir yaşama bürünürüz. Yani başarıya odaklı, hata yaptığında hemen eleştirilip yargılanacağımızı bildiğimiz bir tutum takınırız. Yeni şeylere teşebbüs etmekten çekiniriz.

Halbuki insan hayatı boyunca öğrenir. İlk defa yapıp mükemmel yapmak ancak peygamberlera has bir şeydir. Bizler yeni hedeflere yürürken - normal olarak- başarısızlığa uğrarız, hatalı yollara gireriz. Başarıya giden yol yanlışlarla doludur.



Japonyada sınıflarda bir öğrenci hatalı birşey söylediğinde öğretmen neden böyle düşündüğünü sorar ve öğernci de izah edermiş. Sınıftakiler de bunu dinler veya katılırlarmış.. Öğrenci hiçbir zaman öğretmen benim ayıplarımı ortaya döküyor diye düşünmezmiş. Çünkü hatalı şeyler sınıfta irdemelek herkes için kazançlı bir yöntem olduğunu hepsi bilirlermiş. Demek toplumdaki kültür yanlışların nasıl değerlendirileceğine yön veriyor.

Evet, Okul öğrenme odaklı bir ortamdır. Sınıf ortamında öğerncilerin hata yapmasına izin verelim. üniversitede ders vermeye başladığımda öğrencilerimden yanlış da olsa fikirlerini söylemelerini istedim. Çoğu hoca soruyu ortaya sorar ama maksadı öğrencilerin cevap vermesi değildir, kendisi hemen akabinde cevaplar. Böyle olmamaya çalıştım. Cevap için sessizlik oldu bekledim..
Fakat öğrenciler, sınıf ve hoca beni ayıplar diye yine de az katılım gösterdiler. Bundan sonra onlardan yanlış cevap vermelerini istedim. cevaplayınca teşekkür ettim, öğrenmemize katkı sağladıkları ve cesaretleri için.

Okul böyle.. Peki hayat nasıl, hayatta başarı için hiç hata yapmamalı mıyız ?

Mesela Wright kardeşlerin uçağı icad etmeleri, 10 yıllarını almış. Eminim pek çok kere yanlış şeyler denediler. Eğer ilk başarısızlıkta bıraksalardı uçak daha geç bir tarihte yine icad edilirdi, yine böyle hata yapabilmeyi göze alabilecek birileri tarafından. Henry Ford ilk denemesinde mi seri otomobil üretimini başardı dersiniz. Bir araştırın derim. Başarı için hata yapmanın son derece normal belki gerekli olduğunu anladınız sanırım.

Başarı için aslolan hata yapmamak değil, hedefinizi yılmadan takip etmek. Buna yabancılar grit diyorlar.

Angela Lee Duckworth'un TED üzerinde yaptığı konuşmayı dinleyebilrsiniz..


Artık kendimizden başlayarak hatalara daha hoşgörülü bakabilir miyiz? Yoksa büyüyemeyeceğiz !

No comments:

Post a Comment